Etik, uyum ve kurumsal yönetim üzerine yeterli mesai harcamamanın maliyeti ağır oluyor. Hem de yalnızca şirket yöneticileri, çalışanları, hissedarları değil, bu örnekte olduğu gibi bütün bir ekonomik-politik sistem üzerinde.
Konunun çok taraflılığı ve olası sonuçları daha önceki yıllarda yaşanmış benzer örneklere de bakıldığında oldukça dikkat çekiyor.
Henüz Alman finansal düzenleyici kurumunun soruşturma süreci sonuçlanmamış olan bu örnekte karşımızda bir finansal teknoloji şirketi var: Wirecard.
1999 yılında bir Fintech (finansal teknoloji) girişimi olarak kurulan Wirecard, Eylül 2018’de ülkenin otuz şirketten oluşan başat Alman borsa endeksi DAX’a girmişti.
Ocak 2019 itibariyle Wirecard’ın piyasa değeri 28 milyar Avro ile, ülkenin en büyük bankasını bile geçmişti. Ancak son bir yılda işler yolunda gitmedi ve Wirecard 18 Haziran 2020’de bilançoda görünen 1,9 milyar Avro’nun kayıp olduğunu açıklamak zorunda kaldı.
23 Haziran’da Wirecard CEO’su tutuklandı, 25 Haziran da ise şirketin iflası istendi. Şirketin COO’su kırmızı bülten ile aranırken, daha geçen yıla kadar ülkesinin övgü kaynağı olan Wirecard, yaşanan bu skandal ile iş dünyasında tartışılmaya hala devam ediyor.
Bu webinarda konuşmacılarımız Wirecard’daki gelişmeleri etik, uyum ve kurumsal yönetim açısından değerlendirerek alınması gereken derslere işaret edecekler.
Önemli Not:Bu webinarın amacı, şirket özelinde herhangi bir yargıya varmak değil, günümüzde önemi giderek artan etik, uyum ve kurumsal yönetim konularında doğru adımların atılmamasının sonuçlarına işaret etmektir. Yorumlar, kurumlardan bağımsız konunun önemini vurgulamak için kurgulanmıştır.
Konuşmacılar:
Ali Ilıcak, Ekonomist ve Rekabet Uzmanı, Çetinkaya Avukatlık Bürosu
Fikret Sebilcioğlu, CFE, SMMM, TRACE Anti-Bribery Specialist, TEİD Yönetim Kurulu Üyesi, Cerebra Muhasebe & Danışmanlık Ortağı